Bavullarımı elime aldım ve odama son bir kere baktım. Çocukluğumun geçtiği bu odada güzel bir anı bulmaya çalışıyordum fakat tek hatırladığım kulaklarımı kapatarak aşağıda kavga eden annem ve babamın gürültülerini bastırmaya çalıştığım anlardı. Kavga, gürültü, dayak ve daha birçoğunu geride bırakmaya hazırdım. Derin bir nefes aldım ve odadan çıktım. Daha merdivenleri inerken o tanıdık, leş gibi kokuyu aldım. Annem yine içmişti anlaşılan. Kanepede sızmış hali bunu doğruluyordu. Bir not bırakıp nereye gittiğimi söylemeyi daha önceden düşünsem bile şu an vazgeçtim.
Boşversene. Yokluğumu uzun bir süre fark etmeyecekler zaten .
Evden çıktım, motosikletime binip bavullarımı sabitledim ve yola çıktım. Şehrin biraz dışında kalan Hallow Lisesi yaklaşık kırk dakika uzaklıktaydı. Sahi oraya gitmek nereden aklıma gelmişti?
Oraya gitmek yapacağın en mantıklı şeydi çünkü.
Bunca yıl bu kadar zorluğun arasında yüz ifademi kaya gibi sert tutmayı öğrenmiştim. Kızıl saçlarım ve çillerimle oldukça çocuksu görünsem de çocukluğun kıyısından bile geçmezdim.
* * *
Nihayet okula vardım. Eşyalarımı alıp giriş kapısına yöneldim. Evet, bundan sonra her şey çok farklı olacaktı.
İlk bölüm yarıyıl tatili içerisinde herhangi bir gün gelecek :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURUNCU
Romance17 yaşındaki Olive'in tek istediği evden, kumarbaz bir baba ve alkolik bir anneden uzaklaşmaktı. Bütün hayatını geride bırakmak mı yoksa yatılı bir okul olan Hallow Lisesi' ne -bilinen adıyla Cehennem Lisesi- gitmek mi daha zordu? Hallow' u seçti...