Arkası Yarın; Bölüm -i-

20 0 0
                                    

– Bacım naber? Yemek yedin mi?

+ Yedik, yedik. Şimdi oturdum, aramanı bekliyordum İpek, senden ne haber?

– Başıma gelmeyen kalmadı bu gün gülüm yaa. Bittim yani.

+ Hayırdır kız?

– Hayır olur inşallah, kızı kursa bıraktım, yola düştüm, işe gidiyorum. Sahilden estiri estiri.. Hayko bağırıyor, ben eşlik ediyorum, düşünceler filan..

+ Bilmez miyim? Deli. Kızım ne işin var koskoca kadın Hayko mu dinler? eee

– Sus sus, bak şimdi. Trafik sakiiin, ben zaten hız yapmam, gidip dururken, Pendik'i az geçtim ki, dikiz aynasında bir araba.. Hani şu amerikan cenaze arabaları gibi iri, kara biçimsiz, jiple van kırması şeyler var ya..

+ biliyorum, ee..

– Hah,işte onlardan bir tane, markasını da bilmiyorum bunların adam kaptırmış nasıl geliyor, Allahım! Ödüm koptu. Orta şeritteyim ama, ne yapacağımı şaştım. Böyle kaldırımda karşılaşır iki kişi, ikisi de sağa yönelir, olmaz, sola geçerler aynı anda olmaz.. vardır ya, öyle olacağız diye ben kımıldamadım, artık adamın ustalığına bıraktım ama var ya, sırtım filan buz oldu... Bir vursa adalara kadar uçarım.. Adam sağdan girdi, önümden sola kırdı arka bagaj kapısında o Tet Holdingin turuncu güneş gibi de sivri kenarlı sembolü var ya, onu gördüm bir tek!

+ Yıldız o. Onu da bir türlü öğrenemedin. Logo algın çok düşük kızım yaa. eee sonra?

– Sonrası, adam epeyce geç kaldığı tabakhaneye yollanmaya devam etti. Yemin ederim derin nefes aldım.. Ve cart, aynada aynı arabadan bi tane daha. Manyak bir başka adam basmış geliyor. Tövbe ya Rabbim ya, "bunların rallisi filan var herhalde sahil yolunda, ben arada kaldım, yolun boşluğundan belliydi" diyorum hâlâ... Bu ikinci de ışık mışık tanımadan vın etti geçti ama artık ben ne haldeyim bilemezsin. Olan aklımı aldı herifler.

+ Çekeydin kenara iki dakika.. epey heyecan olmuş sana bugün..

– Bu daha ne ki, devede kulak kızım. Bak şimdi, o ikinci araba ilerideki dönemeçte ilkini yakaladı, bir vurdu yandan, lak, birinci savruldu savruldu kaldırıma vurdu kaldı. Vuran da kaldırıma çıktı bunun önünden, çimenlere basa basa bisiklet yoluna geçti. Oradan da bu yöne dönüp bastı, geldiği yöne gidiyor ama sahilden gidiyor, anlatabildim mi, bir an sağ yanımdan geçti, gitti. Ben zaten salaklaştım iyice, niyeyse, bana neyse, gidip bakayım dedim kaza yapan arabaya. Arkasına park ettim, aklıma geldi gittim bagajdan yangın söndürücüyü de aldım. Allahın aptalı, araba yanmaya başlasa iki kiloluk söndürücü ne işe yararsa? Neyse o ara insan onu düşünemiyor işte..

+ Aman Allahım İpek ya, sana ne, karışmasaydın elin kazasına yaaa. Off!! eee???

– Kızım dur ya iki saniye anlatıyorum işte. Gittim baktım ki ne göreyim, arka koltukta iki araba koltuğu iki de kız çocuğu bana bakıyor... Açtım sol kapıyı. Önde baba kafayı vurmuş cama, nereyi kestiyse kan oluk gibi akıyor omzundan aşağı. adam ya gitmiş ya gidiyor yani, göl olmuş yer. beni de kan tutar..çevirdim kafamı anneye bakayım dedim, o da savrulmuş, o sapsarı saçlar, görsen.. yazık kafa sağ omuzda, gözler cam. boynunu kırmış zaar ama uff anlatılır gibi değil. bakamadım fazla.. kızlardan büyük olanı 4-5 yaşında, gözler fincan tabağı gibi. "gel tatlım gel bakalım, yok bişey" diye kemerini çözdüm, kucakladım indirdim. uzandı el freninin oradan pembe çantası var yavrum onu çekeledi. onu da aldım, kaldırıma koydum bunu. "dur mur" dedim, öbürü de 2-2,5 yaşında bir şey, ama nasıl tatlı anlatamam. onu da söktüm, çıkardım.. ablanın elinden tuttum, ikisini de benim arabaya bizim çocukların koltuklarına oturttum, hemen iki üçyüz metre ilerde sahilyolu hastanesi var, oraya götürdüm. bi gelen geçen olsa, yardım istiycem, kimseler yok her gün deli gibi araba geçer, bugün in cin top..

Neyse, ne diyorum, hastaneye varmadan 155'i aradım, kazayı ihbar ettim. "ilgileniyoruz" dediler. girdik hastaneye iki elimde iki çocuk. Gülden hemşire var bizim, onu buldum. Pediatride uzman yokmuş, "kızım kaza yerinden çıkardım çocukları, travma, şok, kırık çıkık biri baksın şunlara" dedim, dahiliyeci Bülent abinin odasına gittik, adamcağız şöyle genel bi baktı, birşeyleri yok dedi. ama çocuklar çıt çıkarmıyorlar. korkmuşlar tabii.

+ Korkmazlar mı? korkmuşlardır elbet.. Sonra?

– E sonrası, "kayıt" dediler,"muayene kaydı açalım. tece kimlik noları?" ne bileyim ben? yolda buldum çocukları kimlikleri boyunlarında asılı değil ya? Neyse Gülden halletti, bir şekilde çıktık. Ve dank etti mi, çocuklar başıma kaldı.. Kimin nesi kimin fesi bilmem, anası babası az evvel ölmüş iki çocuk elimde, hastane otoparkında ayındım ki yine üzerime vazife olmayan bir işin içindeyim.

+ Meraklı Köfteci seni. Şabandan betersin yeminle. Kızım karışılır mı her gördüğün işe ya? Sen adam olursan ben de görürüm yani... Ay sonra?

– Ne sonra, döndük ordan geri eve geleceğiz. Geçiyorken kaza yerine baktım araba gitmiş, en azından polis olaya el koymuş o belli. Neyse, geldik eve işte, çocukları yedirdim, bizimkilerle kaynaştılar. Ses yok ama.. Hiç konuşmuyor ikisi de. Hadi küçük olan bilmiyor diyelim, büyüğü niye konuşmaz? Şokta mıdır artık.. Zorlamak istemiyorum ama adını söylese bari. Halil de eve geldi, şaştı kaldı çocuklar dört olmuş!

Gece pizza söyledim bunlara, ikisi de efendi efendi yediler. Oğlanın eskiden kalma bir paket bezi vardı, küçüğe bağladım, kızın odasına yer yatağı yaptım, üzerlerine birer pijama uydurdum, demin yattılar mış mış uyuyorlar.

+ Allahım ya Rabbim ya. İpek, ne diye karıştın bilmiyorum ama yarın bir şekilde ver geri çocukları.

– He bi akıllı sensin zati. Ben alıkoyayım, büyütür okutur everirim diyodum. Yarın arıycam polisi, bulsunlar bu sabileri de yakınlarına versinler. O zaman içim de rahatlayacak. Bana bak, ben bittim artık, yatmam lazım, yarın ararım konuşuruz tamam mı?

+ Tamam hadi Allah rahatlık versin, deli şey. Öptüm iyi geceler. Halil abiye selam.

– Başüstüne, hadi bay.

Bugün Ne Oldu Bir BilsenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin