" Bazı insanlar bir şeyi o kadar isterler ki, elde edememek korkusuyla yaptıkları her şey, onlara o şeyi kaybettirir."
Jean de la Bruyere
HİKAYENIN İÇİNDEN:
...
Kral Kallors gösterişli tahtında heybetli bir şekilde oturuyordu. Yanında oğlu Prens Nobles canı sıkılmış bir şekilde duruyordu. Belli ki soytarının varlığından hoşnut değildi ya da babası ile yalnız kalıp bir şeyler konuşmak istiyordu. Elinde duran kitabı evirip çeviriyor, arada bir babasına bakıyordu.
Kral ise bütün dikkatini önünde duran genç adama vermişti. "Peki öyleyse," dedi kibirli bir ses tonuyla, "... hayat nedir sence soytarı?" Sonra arsız bir sırıtışa eşlik eden ince tehditkar ses tonuyla da ekledi. "Kelleni korumayı unutma sakın!"
Jester kellesinin kralın iki dudağının arasında olduğunu biliyordu. Kral Kallors soytarısının göze batmayacak kadar aptal, can sıkmayacak kadar zeki olmasını isterdi. Saray soytarısı muzip muzip parlayan gri gözlerini krala dikti ve saygılı bir ses tonu ile cevap verdi:
"Buna Bruyere'in bir sözü ile cevap vermeme izin verin sayın majesteleri. Bruyere der ki; 'Hayat, yüreğini kullananlar için bir trajedi, aklını kullananlar içinse bir komedidir.'"
...
ВЫ ЧИТАЕТЕ
J'Adore
Фэнтези"Prens onu istiyor, o ise soytarının aşkını." Bir yanda soylu prens Nobles, Diğer yanda saray soytarısı Jester, Hepsinin ötesinde güzeller güzeli Adore. Kurallarla dolu bir yaşamda ayakta kalmaya çalışan bir aşk, Bir ölüm ve bir yeniden doğuş:...