-4-

451 31 15
                                    

Merhaba benim tatlı mı tatlı okuyucularım! Bölümler erken yayınlanıyor çünkü okul açıldığında sık yazamayacağım şimdiden biraz konular belirginleşsin diye böyle erken yayınlıyorum. Sabah yayınladığım bölüm için harika yorumlar gelmiş. Hepinize çok teşekkür ederim. Düşünceleriniz benim yazılarıma yön veriyor. Hepinizi seviyorum ! ♡ Bana isterseniz mesaj bölümünden de ulaşabilirsiniz, okuyucularımla tanışmayı çok isterim. İYİ OKUMALAR! ♡ Bu bölüm xbatmanforeverx'e gelsin ♡
Not: Multide Erva ve ailesi ayrıca bu bölümü yazarken dinlediğim bir şarkı var.Şarkının adı: Little Mix/ Little Me

~

Telefonun ucundaki ağlayan Derin'in sesini duyunca çok meraklandım.

-"Neyin var Derin? Ne oldu neden ağlıyorsun?"

-"Az önce eve geldim ve köpeğim yerde öylece yatıyordu o ölmüş sanırım Erva ne yapacağım??", dedi ağlayan bir sesle.

-"Tamam dur sakin ol Derin, gelmemi ister misin? Annenleri aradın mı?"

-"Aradım annem geliyor şimdi ama ne yapacağım benim minik Puki'm olmadan ben ne yaparım."

-"Merak etme bir şey olmamıştır yediği bir şeyden dolayı zehirlenmiştir sadece belki de."

-"Şey pek annem geldi şimdi veterinere götüreceğiz seni sonra ararım."

-"Peki canım, haber ver."

Bir köpek için neden bu kadar üzülüyor diye düşünürdüm normalde ama, düşünmedim. Çünkü Derin'in köpeği ona 7 yaşında alınmıştı yani 9 yıldır onunla yaşıyordu ve her şeyden daha çok severdi köpeğini. Neyse ki daha kötü bir şeyler olmamıştı, bende heyecanlanmıştım.

Tam o sırada kapı çaldı ablam gidip pizzaların ücretini ödedi ve bana;

-"Ervaağğ gel hadi pizzalar geldi!", dedi.

Tamam diyerek mutfağa gittim, olayı anlattırken kapı bir kez daha çaldı. Bu sefer ben açtım. Kapıyı açmamla karşımda babamı gördüm. 10 gündür yoktu ve onu çok özlemiştim haberim yoktu bugün döneceğinden. Hemen boynuna sarıldım.

-"Babam hosgeldin bugun geleceğini bilmiyorduk biz."

-"Bende bilmiyordum kızım.. İşim erken bitince ilk uçakla geldim bende. Ablan nerede?"

-"Çok iyi olmuş baba. Ablamda mutfakta pizza söylemiştik de onu yiyorduk, aç mısın? Birlikte yiyelim."

-" Ervacığım ben aç değilim, ablanında yanına gideyim ondan sonra duş alıp yatarım hem izin aldım okulunuzda bittiği için annende alacak, Bodrum'a gideceğiz 3 gün sonra."

Babam ablamın yanınada gittikten sonra yukarı çıktı. Tatile gideceğimizden dolayı aşırı mutlu olmuştum. Yarın gece sene sonu partisi ve sonrada tatil harika olacaktı. Zaten yazları biz ilk babam ve annemle Bodrum'a giderdik daha sonra anneannemizin Alaçatı'da ki eski yazlık evine gider, 2 ay boyunca orada ablamla birlikte kalırdık.

Pizzalar bittikten sonra Derin'den mesaj geldi köpek sadece tahmin ettiğim gibi zehirlenmiş, serum vermişler iyiymiş şimdi. Bunu duyduktan sonra saate baktım. 23.42'ydi. Ablam yatmıştı, babam zaten uyuyordu bende bilgisayarın başında piyanoda yeni çalışmam gereken parçaları indiriyordum. 3 ay boyunca yeni bir sürü parça öğrenebilecektim.

Biraz yeni parça araştırıp, yatağıma girdim.

~
11.00

Annemin odaya dalıp uyanmamı söylemesiyle gözlerimi açtım ve saate baktım. 11.00 olmuştu. Alarm mı çalmamıştı acaba, yoksa ben mi duymamıştım. Direk pofuduk terliklerimi her zaman ki gibi giyip elime telefonumu aldım. 12 cevapsız arama, 47 whatsapp iletisi. Hepsi Derin ve Yağmur'dandı. Gerçekten mi!? Bir gün bile uyuyamayacak mıydım ben? O sırada gözüme Derin ve Yağmur dışında hiç beklemediğim birinden gelmiş olan mesaj çarptı. Mesaj Barkın'dan gelmişti. Barkın, Alaçatı'da yan evde oturan çocuktu. Geçen yaz onunla biraz fazla yakındık ama okulların açılmasıyla birlikte bizim aramızda açılmıştı. Ayrıca ne diye mesaj atmıştı ki bu çocuk bana? Hemen mesajı açtım, mesajda;
"Günaydın Erva, buraya geleceğinizi ablan abime söylemiş. Çok mutlu oldum bizde yarın gidiyoruz abimle Alaçatı'ya 2 ay beraber olacağız seninle. Seni çok özledim ve piyano çalışınıda. Öptüm kahve :*"

Iyy bu ne biçim bir mesajdı. Gerçekten her yaz görüşmemizin ardından nasıl bütün kış beni unutup yazın yine aklına gelebiliyordum. Bende ona çok yerinde bir cevap yazdım.
"Günaydın Barkın. Bakıyorum da kışın bitmesiyle kışın eğlendiğin kızlarda bitmiş. Yaz gelince mi aklına geldim ben? Fazla yılışık olduğunu belirtmeliyim, bu yaz sana yüz vermeyeceğim gidip kendine eğlenecek başka bir kız veya kızlar bul.
Not: Ayrıca bana kahve demeyi bırak artık!"

Mesajı yolladıktan sonra banyoya gidip yüzümü temizledim ve aşağıya indim. Mutfaktan harika kokular geliyordu. Annem yorgun haliyle bir de kahvaltı hazırlamıştı.

-" Erva babanla ablan arka bahçedeler sofrayı oraya hazırladım. Sen git, bende geliyorum.", dedi annem.

Bende arka bahçeye gittim, babam gazetesini okuyor ablamda küçük ama şirin evimizin havuzunda yüzüyordu. Evimiz gerçekten küçük sayılırdı aldığımızda havuz yoktu, babam ısrarlarımıza dayanamayıp sonradan yaptırmıştı ablamla ikimize "yılbaşı" hediyesi olarak. Düşünebiliyor musunuz? Yılbaşı hediyesi olarak havuz. Fazla komik ve ilginç. Pofuduk terliklerim bu havaya sıcak gelince bende parmak arası terliklerimi giydim ve babamın yanındaki sandalyeye oturdum ve babamın yanağına bir öpücük kondurdum.

-"Günaydın Çuçim!", dedi babam.

Çuçim, babamın bana hitap şekliydi, ve hiç bir anlamı yoktu.

-"Günaydın baba!", dedim.

O sırada annem geldi ve kahvaltımızı ettik, aslında bugün çok işim olmasına rağmen ve saat 12.30 olmasına rağmen ayrıca 13.00'da kızlarla buluşacak olmama rağmen hala oturuyordum. Afiyet olsun diyip masadan kalktım ve odama çıktım. Bugün hava çok sıcaktı. Üzerime geçen sene yazın aldığım bir elbiseyi giyecektim ama bana artık küçük geliyordu. Kesinlikle kilo aldığımdan değil, büyüdüğümden olmuyordu. Onun yerine bileğimde biten mavi tonlarında bir kot kapri üzerinede sıradan bol bir tişört geçirdim. Eyeliner çekmek yerine, sadece siyah rimel ve dudak rengimde bir ruj sürdüm ayrıca yanağımda çıkan minik sivilceyi kapattım, ayakkabılarımı giydim, saçlarımı taradım ve aynada kendime baktım. Her zamanki gibi görünüyordum. Aşağıya indim annemlere çıktığımı söyleyerek buluşacağımız alışverişmerkezine gitmek için otobüs beklemeye başladım. Otobüs 5 dakika sonra geldi, boş yer buldum ve hemen oturdum. Çantamdan kulaklığımı çıkardım ve en sevdiğim parçalardan olan Mozart-Moonlight'ı açtım ve dinlemeye başladım. Klasik müzik dışında da dinlediğim bazı gruplar vardı listemden Little Mix- Little Me şarkısınıda dinledikten sonra alışveriş merkezine gelmiştim. Alışveriş merkezinin girişinde tabii kide yine, kızlar beni bekliyorlardı.

~

Alışverişimiz uzun sürmüştü istediğimiz elbiseleri bulmakta çok zorlanmıştık. Daha sonra yemek yedik ve bizim eve gittik.

Parti için ilk önce saçlarımızı yapmaya başladık. Derin, sarı düz saçlarının uçlarını maşa yaptı. Yağmur, kahverengi saçlarını Fransız Maşası yaptı. Ben ise kahverengi gibi ama biraz da sarı gibi duran düz saçlarımı dalgalandırdım. Sıra makyajlara gelmişti. Derin ve Yağmur pembe tonlarında rujlar sürdüler, ben tam terslerine kırmızı,yaşımı olduğumdan en az 3 yaş daha büyük gösteren bir ruj sürdüm. Üçümüzde siyah eyeliner çektik ve siyah rimel sürdük. Sıra giyinmeye gelmişti. İlk Derin giyindi, elbisesi pembe kabarık bir elbiseydi ve ona yakışmıştı. Yağmur'da mavi bir elbise giymişti. Onun elbisesini Derin'in kine göre daha az yakıştırmıştım. Benim elbisem ise yeşildi. Siyah düşünüyordum ama gidip yeşil aldım garip bir şekilde. Topuklu ayakkabılarımızı giyip bir kaç selfie çektikten sonra aşağıya inip Egemen, Deniz ve Tuna'yı beklemeye başladık. Tuna, benim çok yakın bir arkadaşımdı. O sırada kapı çalındı. Üçü de gerçekten çok iyi gözüküyorlardı. Kızları çağırdım ve Egemenin babasından bu gecelik aldığı arabaya doluştuk. Arabada son ses bir müzik çalıyordu, ve bana kesinlikle hiç uygun değildi. Ama arkadaşlarım için buna katlanıyordum işte. Parti yerine doğru yola koyulduk. Eğlenceli bir gece bizi bekliyordu!

~

Lütfen yorum ve oylarınızı eksik etmeyin.Uzun bir bölüm oldu bence. İki gün bölüm gelmeyebilir. Sizi seviyorum! ♡

Söz Verir Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin