Bey Boy 2. Bölüm

2.2K 211 247
                                    

Medya; Hüso'nun uyanmasını beklemek...

 Hüseyin'den çok bahsettim. Biraz da kendimden bahsetmek istiyorum. Ben ailemden uzakta bir yerde üniversite okuyan bir insanım. Bir insanım dedim çünkü insanmış gibi görünüp, kendini uzaylı sanan kişiler var. Aslında bizler de uzaylıyız. Çünkü Dünya'da sonuçta uzaydadır. Her neyse bu konuya nerden geldik onu da bilmiyorum.

 Ben evde tek başıma yaşamaktayım. Aslında tek sayılmam çünkü sürekli yanıma gelen bir Hüso var. Ne zaman uykudan uyansam yanımda Hüseyin'i görüyorum.

 Madem bugün de Hüseyin ile birlikte uyandık o zaman kahvaltı hazırlayıp okula gitmek gerekir. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya geçtim. Hüseyin uykulu bir sesle;

"Aras kahvaltı hazır mı?" diye sordu.

 Evet şimdi artık hikayeye başlıyoruz. Bu arada da ismimi öğrenmiş oldunuz ben Aras. Hüseyin'e bakarak;

"Evet, kahvaltını hazırladım tuvalete git bak seni bekliyor." dedim.

 Bir dakika ya. Herkes sevgilisini anlatır ben burda Hüseyin'i anlatıyorum. Hüseyin için çaba gösteriyorum. Adeta varlık için de yokluk çekiyorum. Hüseyin'i kimsenin bilmediği bir dille seviyorum. Bu dilin adına "anlamsızca" deniyor. Yine Hüseyin'den bahsederken konu başka yerlere gitti. Hüseyin'e mi aşığım ne. Tabi bu kısım şakadan ibaret. Her neyse nerde kalmıştık?

 Hüseyin tekrar uyumaya başlayınca ben de mutfağa doğru gitmeye başladım. Bugün ne yemek yapsam diye düşünürken, "Ben hiç yemek yapmam ki" düşüncesi oluştu. Aslında o kadar da kötü sayılmam en azından yumurtanın beyaz kısmını yere kırıp sarısını pişirebiliyorum. Tabi bir de çay yapma yeteneğim var.

 Ocağın başında beklerken gözlerini ovuşturarak Hüseyin geldi. Hüseyin bir yandan gözlerinde oluşan atom parçalarını temizlerken bir yandan da sırıtmaya başladı. Kafamı 110 derece döndürüp;

"Ne oldu bu sabah gülüyorsun. Aslında sen her zaman gülüyorsun." dedim.

 Hüseyin omzuma dokunarak;

"Düşünsene sana mutfakta yemek yaptığımı." dedi.

 Ben de gerçekten aval aval bu dediğini düşünerek;

"Sen ve yemek yapmak. Yemek ve sen yapmak. Yapmak ve sen yemek. Ve yemek yapmak sen." diyerek cümleleri birbirine karıştırdım.

Hüseyin hafif bir şekilde kafama vurarak;

"Oğlum bir şey dediğime pişman ettirdin." dedi.

 Mutfaktan ayrılarak hızlı adımlarlar odaya doğru yürüdüm. Arkamdan da Hüso geliyordu. Kıyafetlerimi değiştirmeye başladım. Hüseyin karşıda durup bana bakıyordu. Kaşlarını kaldırıp;

"Merak etme seni izlemiyorum. Çekil şurdan!" dedi.

 Ben de Hüso'ya inat çekilmiyordum. Hüso'ya baktığımda koşa koşa üstüme doğru koştuğunu farkettim. Tişörtüm sadece kafama geçik bir şekilde karaya vuran balina gibi kenara atladım. Bu örnek biraz saçma oldu ama olsun. Sonuçta örnek verebilmek bile önemli.

 Hüso kanepeye doğru adeta uçtu. Kanepeye zıplayan Hüso yayların tekrar onu atmasıyla birlikte yere düştü. Bu durum karşısında gülmemek elde değildi. Hayvan gibi gülüyordum. Fakat hayvanların gülmediğini farkettim. Hüseyin yerde bana doğru bakarak gülmeye başladı. Hüseyin'in bu gülüşleri kafamı karıştırıyordu. Yere doğru eğilip, Hüseyin'e bakarak;

"Hadi ben senin düştüğüne gülüyorum sen neye gülüyorsun?" dedim.

 Hüseyin kafasını bana doğru kaldırıp;

Bey BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin